ALİAĞA EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU'NDAN "1 MAYIS" AÇIKLAMASI
Aliağa Emek ve Demokrasi Bileşenleri,kısıtlama nedeniyle yasaklanan 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Petrol-İş Aliağa Şube binası önünde temsiler bazında yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
Emekçilerin hak gasplarına ve ağır çalışma koşullarına karşı mücadelesi yüzyıllardır sürüyor. Özellikle 1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren, karın tokluğuna ve uzun saatler boyunca çalıştırılan işçiler bu kölelik şartlarına dur demek için ayağa kalktılar. Çünkü, bir yanda eşi görülmemiş bir zenginleşme yaşanırken diğer yanda işçilerin hayatı hiçe sayılıyor, en temel haklardan mahrum çalışmak zorunda kalıyorlardı.
Başta ABD ve Avrupa’dan başlamak üzere, 8 saatlik işgünü ve insanca çalışma koşulları talebiyle yükselen işçi mücadelesi, nice bedeller ödenerek tüm dünyaya yayıldı. 1 Mayıs, emeğin bu onurlu mücadelesinin sembolü oldu. 1890 yılından bu yana uluslararası ölçekte işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanıyor.
Yani 1 Mayıs, emeğin yüzyıllardır süren daha iyi çalışma koşullarının sağlanması ve insanca bir yaşam talebiyle verdiği mücadelenin bize bıraktığı mirastır.
Bugün bizler de 1 Mayıs’ta bu mirasa ve haklarımıza sahip çıkmak, taleplerimizi ortaya koymak için işyerlerimizde ve fabrikalarda bir aradayız. Sesimizi işyerlerinden yükseltiyoruz.
Salgında, yaşadığımız sorunlara yenileri eklendi. Ciddi sağlık risklerine rağmen çarkların dönmesi için çalışmaya devam ettik. Hayat biz emekçilerin sayesinde aksamadan sürebildi.
Ancak, salgında işverenlere birçok teşvik ve kolaylık sağlanırken emekçilerin korunması talebimiz ne yazık ki karşılık bulmadı. Üretim devam ederken işçiler, bir yanda virüs diğer yanda iş ve gelir kaybı tehdidi ile baş başa bırakıldı. Emekçiler, işten çıkarma yasağı getirildiği belirtilerek ücretsiz izne çıkarıldı ve sadakaya mahkûm edildiler.
Patronlar işten çıkarma yasağını sık sık deldi... Kod-29 üzerinden on binlerce işçi ve emekçiyi kıdem, ihbar tazminatını ve işsizlik maaşını almaları engelleyerek ve fişleyerek işten attı.
Salgında getirilen fesih yasağının işçileri korumadığı, patronlar tarafından kötüye kullanıldığı ortadadır. Tepkiler üzerine yeniden düzenlenen ve 9 ayrı kodla ifade edilen bu uygulamaya derhal son verilmelidir. Her türlü fesih ve işten ayrılmada işçiye kıdem tazminatı hakkı tanınmalıdır.
Salgınla mücadelede en ön safta yer almaya devam eden emekçilerin hakları teslim edilmelidir. Covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı diğer çalışanlar için ise iş kazasıdır. Bunun için yeni bir yasal düzenlemeye gerek yoktur. Yürürlükte olan mevzuatın uygulanması yeterlidir.
Covid-19 illiyet bağı aranmaksızın, iş kazası veya meslek hastalığı sayılmalıdır. Salgın bize sağlık alanında yapılan özelleştirmelerle işçi ve emekçilere ait olan kamu kurumlarının sermayeye peşkeş çekilmesinin nasıl yıkıcı sonuçlara yol açabileceğini de göstermiştir. Sağlıktan ve insan hayatı üzerinden para kazanılması anlamına gelen sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinden bir an önce vazgeçilmeli, salgın süresince işçi ve emekçilere öncelikli olarak yaygın aşılama yapılmalıdır.
Pandemiyle birlikte derinleşen kriz koşulları, işsizliğin ve yoksulluğun artmasına neden olmuştur. Açıklanan paketlerle patronlara vergi indirimleri, teşvik ve kolaylıklar sağlanmıştır. Patronlara verilen teşvikler, işçilerin birikimleriyle oluşturulan işsizlik fonundan yani işçilerin cebinden verilmiştir. Buna karşılık, emekçilerin gelirlerinden daha fazla vergi kesilmesini hedefleyen düzenlemeler yapılmıştır. Salgında, işverenler değil işçiler korunmalıdır. İşçinin alacakları güvence altına alınmalı, İşsizlik Sigortası Fonu amacına uygun ve etkin bir şekilde kullanılmalıdır. Vergi sistemi adil hale getirilmelidir.
Pandemi fırsatçılığı yapılmamalı, esnek ve evden çalışma uygulamaları kalıcı hale getirilmemelidir. Esnekleşme ve güvencesizleştirme uygulamaları ile kıdem tazminatımız gibi en temel haklarımızın tırpanlanmasına izin vermeyiz.
Son alınan kararla 17 günlük “tam kapanma” ilan edilmiştir. Bu kapanma uygulaması, emekçiler için yeni zorluklara, işsizliğe ve yoksullaşmaya neden olacaktır. Salgın nedeniyle işsizliğin patladığı ülkemizde, kısıtlamalar nedeniyle çalışamayanlara herhangi bir sosyal destek açıklanmamıştır. Diğer tarafta, çarkların dönmesi adına üretimde çalışan emekçiler ise virüs riski ile karşı karşıya kalacaktır. Salgında çalışan ve işinden olan tüm emekçilerin korunması ve desteklenmesi giderek daha büyük bir zorunluluk halini almıştır.
Biz işçiler olarak, 1 Mayıs’ta bu talepler başta olmak üzere sesimizi yükseltmek için ülkemizin dört bir yanında bir araya geliyoruz.
Yalnız değiliz...
Sermayenin ekonomik ve sosyal saldırılarına, hak gasplarına karşı işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, emekliler ve EYT mağdurları kısaca çalışma ve yaşama koşullarının iyileştirilmesini, hak ve özgürlüklerin ilerletilmesini isteyen herkes, talepleri ve mücadele kararlılığıyla her yerde ve her ortamda dayanışma ve mücadeleyi yükselterek, bu 1 Mayıs taleplerimizi bir kez daha haykırıyoruz.
Vergi adaletsizliğine dur demek için.
Mezarda emekliliğe hayır demek için.
Esnek çalışma düzenine dur demek için.
Taşeronlaşmaya dur demek için.
Kadına şiddete dur demek için.
İşyerlerinde baskı, taciz ve mobbinge dur demek için.
Sendikasızlaştırmaya dur demek için.
Çalışan ve emeklilerin daha refah bir yaşam hakkı için.
Yalana, talana, yolsuzluğa, peşkeşe dur demek için.
İş cinayetlerine dur demek için.
Daha güzel ve adil bir dünyanın işçi sınıfı mücadelesi ile kurulacağına olan inancımızla, tüm emekçilerin ve üyelerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutluyoruz.
Ne köleleşiriz ne de sadakayla geçiniriz.
Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın işçilerin birliği ve mücadelesi!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!
Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu