ALİAĞALI KADINLARDAN "CİNAYETLERİ DURDURUN" ÇAĞRISI

Aliağalı Kadınlar Grubu, boşanmak üzere olduğu eşi tarafından Güzelhisar'da öldürülen Fatma Şentürk için basın açıklaması düzenledi.

Demokrasi Meydanı'nda toplanan kadınlar ,üzerinde "İstanbul Sözleşmesi'ni Uygula" "Kadın Cinayetleri Politiktir"  "Bu ülkede Kadın Cinayetlerine Yol Açıldı" yazılı döviz ve pankartlarla adalet isteyerek "Kadın Cinayetlerini Durdurun" çağrısında bulundu.

Aliağa Emek ve Demokrai Platformu temsilcilerinin de destek verdiği grup adına basın açıklamasını okuyan Eren Saran tepkileri şu sözlerle dile getirdi:


"Bugün burada, hepimizi derinden sarsan bir vahşeti kınamak ve Fatma Şentürk’ün sesi olmak için toplandık. Fatma, boşanmak istediği eşi tarafından hunharca katledildi. Bir kadın daha, özgürlüğü ve hayatı için verdiği mücadelede öldürüldü. Bizler, Aliağa’daki kadınlar olarak bu vahşeti kabul etmiyoruz!.  
Kadın cinayetleri münferit değildir, toplumsal bir yaradır. Her geçen gün eşinden, eski eşinden, sevgilisinden ya da bir yakını tarafından katledilen kadınların haberleriyle uyanıyoruz. Biz kadınlar, yaşamak istiyoruz! Boşanmak isteyen, hayatına kendi kararlarını vermek isteyen hiçbir kadın tehdit edilmemeli, şiddete maruz kalmamalı ve öldürülmemelidir. Şiddet ve bağlı kadın cinayetlerinin bu derece artmasının altında yatan en büyük sebep cezasızlık politikalarıdır. Hunharca yakılarak katledilen Pınar GÜLTEKİN davasında gördüğümüz mahkemenin canavarca hisle öldürülmediğine kanaat getirmesi son zamanlarda bunun en çarpıcı örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadına ve çocuğa dönük şiddetin tırmanarak artması yaşananların münferit değil politik olduğunun açık kanıtıdır.
AKP’nin yıllardır sürdürdüğü muhafazakâr politikalar, kadın cinayetlerinin artışında doğrudan etkili olmuştur. Kadını aile içinde tanımlayan, onu erkek egemen bir düzenin parçası olarak gören söylemler, kadınları şiddete daha açık hale getirirken, faillere cesaret vermektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, nafaka hakkına yönelik saldırılar ve koruma mekanizmalarının işlememesi, kadınların devlet tarafından korunmadığını açıkça göstermektedir. Erkek şiddeti bireysel değil, politik bir sorundur. AKP’nin kadın haklarını görmezden gelen politikaları, kadın cinayetlerini önlemek yerine normalleştirmekte ve failleri koruyan bir zemin yaratmaktadır.

İşte böylesi bir zeminde kadınların yaşam hakkını elinden alan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddetin ulaştığı en uç noktanın yansımasıdır. Her kadın cinayeti kadınların kötü muameleye uğramama hakkına ve yaşam hakkına bir saldırı niteliği taşımaktadır.
Sosyal ve ekonomik yaşantı, bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımı, bireyin çocukluk dönemlerinde tanık olduğu ya da maruz kaldığı şiddet gibi birçok etken kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu kapsamda şiddetin yanında şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmak ve kadın cinayetleri ile etkin mücadele etmek için eşgüdümlü ve çok boyutlu çalışmaların yapılması önem arz etmektedir. Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve kadınların yaşam hakkının korunması tüm uygun araçlar kullanılarak ilgili kurumların iş birliğini ve mücadelesini gerektirmektedir.
Tüm bu yaşananlardan sonra yetkililere bir kez daha sesleiyoruz;

???? Kadına yönelik şiddetle mücadelede etkin politikalar uygulayın!
???? 6284 sayılı kanunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerini etkin şekilde uygulayın!
???? Koruma tedbirleri zamanında alınsın, kadınlar öldürülmeden önce korunsun!
???? Failler en ağır cezaları alsın, cezasızlık son bulsun!

Bizler susmayacağız, unutturmayacağız, mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadın cinayetlerini durdurana kadar bir arada olmaya devam edeceğiz!
Yaşasın kadın dayanışması!
Kadın cinayetleri politiktir!
ALİAĞALI KADINLAR

 

aliağa