EMEP İL BAŞKANI EMİNE UYAR "ALİAĞA İŞÇİLER İÇİN ÖLÜM BÖLGESİ OLMAYA DEVAM EDİYOR"
Aliağa'daki fabrikalarda arka arkaya yaşanan ölümlü kazalara ilişkin Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Başkanı Emine Uyar yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamasında alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu işçilerin hayatını kaybettiğini belirten Uyar şunları söyledi:
Aliağa işçiler için ölüm kazanı olmaya devam ediyor. Ekim ayı içerisinde farklı fabrikalarda çalışan işçiler alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu ya canından oldu ya da kalıcı yaralanmalarla uzuvlarını kaybetti. 2 Ekim’de Işıksan Gemi sökümde çalışan 21 yaşındaki Can Sünmez, kopan korkuluk parçasının kafasına çarpması sonucu 40 metreden düşerek hayatını kaybetti. 8 Ekim’de 36 yaşında ve bir çocuk babası olan HABAŞ işçisi Kadir Özdemir yüksekten düşerek yaşamını yitirdi. 7 Ekim’de PETKİM’de asit tankı yarılmasıyla 3 işçi yaralandı, iki işçi ölümden döndü. 9 Ekim’de de yine PETKİM’de torna makinasında bir işçinin parmakları koptu.11 Ekim Pazar günü Özkanlar Demirçelik’te çalışan Erkan Engin ocakta yaşanan patlamada yaşamını yitirdi. 25 Ekim’de İDÇ'de üzerine kütük düşen elektrik işçisi Mehmet Fidan yaşamını yitirdi. Dün ise yine PETKİM’de 26 yaşındaki Gürkan Kaynar’ın çıkan yangına müdahale ederken kanala düşerek yaşamını yitirdiğini öğrendik.
ŞİRKETLER KORUNUYOR, İŞÇİLER ÖLÜYOR
Şirketlerin “yeni normal”i Aliağa'nın doğasını ve halkın sağlığını hiçe sayıyor. İşçiler salgın koşullarında dahi canları pahasına çalıştırılmaya devam ediyor. İş cinayetlerinin yaşandığı fabrikaların ve işletmelerin çoğu sendikalı iş yerleri. Sendikalar bypass edilerek etkisizleştiriliyor, mücadeleci işçiler işten atılmakla tehdit ediliyor, şirketler kural, yasa tanımıyor.
Devlet şirketleri koruyor, işçiler sömürüye mahkum ediliyor. Pandemi şartlarında, 'ne olursa olsun yeter ki çarklar dönsün' zorlaması ile işçiler salgının yarattığı sefalete sürükleniyor, aileleri endişe içinde yaşıyor.
Yerel idari amirler, vali, kaymakam olağanüstü hal yetkileri kullanıyor, eylemler yasaklanıyor. Cumhurbaşkanlığı Makamı grevleri yasaklayarak şirketlere ve patronlara dikensiz gül bahçesi gibi rahatça sömürü imkanı sunarken işçiler emekçiler her gün daha fazla bedel ödüyor. Cezasızlık yüzünden iş kazaları, iş cinayetleri sürüp gidiyor.
MİLLİ GÜVENLİK ŞİRKETLERİN KÂRI MI?
Sendikacılar baskı altına alınarak, patronlar ve iktidar tarafından etkisizleştiriliyor. Patronların sömürü ve kâr peşinde koşarken neden olduğu seri cinayetlere, ağır ve tehlikeli fabrikalarda yangın, patlama gibi ihmallerine, Aliağa’nın, Menemen’in, İzmir'in havasının, toprağının, suyunun zehirlemesine ses çıkarmayan iktidar, mücadele etmek isteyen işçileri düşman gibi görüp tehdit ediyor. Milli güvenlik, vergi bile vermeyen, teşviklerle obezleşen şirketlerin kârı mı, yoksa bu halkın hayatı, havası, suyu, sağlığı ve geleceği mi?
Bu cinayetlerden, işçileri canları pahasına, kölece çalışmaya zorlayan şirketler kadar, toplu sözleşme masalarında yüksek hakem heyetini dayatan, grev ve eylemleri yasaklayan, esnek çalışma yasalarını geçiren, işçilerin temsilcilerini göz altına aldıran, eylem yapan işçinin önüne çevik kuvveti çıkaran iktidar da sorumludur.
Bu ölümler fıtrat değil, kader değil, bu ölümler cinayet. Ne zaman cezalandırılacak bu cinayetler?
Ne zaman bitecek bu ağır sömürü, bu insanlık dışı uygulamalar?
İşçi kardeşlerimiz, artık hak arama mücadelesi hayatta kalma mücadelesine eşdeğerdir, aynıdır. Pandemi sermaye için krizi emekçilerin ve işçilerin üzerine yükleme fırsatı doğurmuştur. Haklarımız ve hayatımız için mücadele edelim! Sömürüye karşı, sendikaların pasifize edilmesine karşı, yasaların çiğnenmesine karşı birleşelim.Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine UYAR"