KADIN CİNAYETLERİ ALİAĞA'DA DA PROTESTO EDİLDİ

İstanbul, Diyarbakır ve Mersin'de 4 kadının öldürülmesi, dün akşam Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesinde bugün ise Aliağa Demokrasi Meydanı'nda protesto edildi.

Aliağalı Kadınlar grubunun düzenlediği eylemde yapılan basın açıklamasında şu görüşler dile getirildi:
"Bugün  vahşice katledilen kız kardeşlerimizin acısıyla, öfkemizle  bir kez daha burada, bu alandayız. Her geçen gün artan , biz kadınlara nefes alma alanı bırakmayan şiddet sarmalına, bu örgütlü kötülüğe karşı  yasta değil isyandayız !
Bir kişi daha eksilmek istemediğimiz için, hayatlarımızdan endişe duymadan özgürce yaşamak istediğimiz için daha önce defalarca bu meydanda toplandık. Bugün acımız, öfkemiz taze. İki gün önce Semih  Çelik isimli erkek İstanbul’da bir saat içinde iki kadını katletti. Daha 19 yaşındaki Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner, kadınlara nefret kusan, kadın katliamlarına ön açan, nasılsa devlet iyi hal ya da tahrik indirimi yapar sözünün rahatça kurulabildiği bu düzenin bir parçası olan erkek tarafından vahşice katledildi. Bu ülkede  bir kadın iki saldırgan tarafından sokak ortasında taciz edildi. Katledilen  Narin Güran  için verilen araştırma önergesi AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Bu sene başından itibaren ; ocakta 31 kadın cinayeti, şubatta 36 kadın cinayeti, martta 25 kadın cinayeti, nisanda 32 kadın cinayeti, mayısta 40 kadın cinayeti, haziranda 41 kadın cinayeti, temmuzda 23 kadın cinayeti, ağustosta 33 kadın cinayeti, eylülde 34 kadın cinayeti yaşandı .
Kız kardeşlerimizin katilleri ;  cezasızlıkla  faillere adeta  ödül verenler, kutsal aile yalanlarıyla kadını her alandan alıkoymak isteyenler, kadın düşmanı politikaları bir bayrak gibi taşıyanlardır. Tüm bu yaşadıklarımız bu çürümüş, katliamcı düzenin en büyük göstergesidir. İki gün önce sokak ortasında tecavüz girişimini izledik hep beraber. Saldırganlar gözaltına alınıp serbest bırakıldılar ve ardından sosyal medya baskısı ile yeniden gözaltına alındılar. Öncesinde de cinsel saldırı dahil pek çok suç kaydı olan bu saldırganların sokaklarımızda rahat rahat dolaşabilmesi, aynı saldırıyı rahatlıkla tekrarlaması  kesinlikle örgütlü bir kötülükle karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir.  Bunlara bu cesareti veren adaletin adliyelerde tahsis etmeyen , çıkartılan aflarla kadın katillerini, pedofilleri sokağa salanlardır. Bunun sonucunda, kadınlar her gün evde, işte ,sokakta, erkek şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmektedir. Kadınlar her gün erkekler tarafından katledilirken; kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam eden iktidar, failleri koruyan, cezasızlık politikalarında ısrar eden yargı katliamların suç ortağıdır. Yılmadan, bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz. ‘ Kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir.’
Bizler , katledilen kadınların adını bir an bile unutmadan, öfkemizle, isyanımızla karşınızda durmaya devam edeceğiz. Cinayet mahali haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için direnmeye devam edeceğiz. Uygulamadığınız yasalar yüzünden, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmanız yüzünden, katilleri öven, o saatte orda ne işi varmış düzeniniz yüzünden hayatta olmayan her bir kadın , çocuk, bu ülkenin ötekisi olan herkes ve her canlı için direnmeye devam edeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı Yasa’nın etkin bir şekilde uygulanması ve kadın cinayetlerinin son bulması için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz."

aliağa