TABİP ODASINDAN ALİAĞA'YA DESTEK "İZMİR DÜNYANIN ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR"

İzmir Tabip Odası, 'NAe SãoPaulo' isimli asbest yüklü uçak gemisinin sökülmek üzere Aliağa'ya getirilmek istenmesine karşı olduklarını belirten bir basın açılması gerçekleştirdi

Açıklamayı İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı okudu. Çamlı,  “Brezilya Donanması'na ait 'NAe SãoPaulo' isimli uçak gemisinin gövdesinin Aliağa'da bulunan 22 adet gemi söküm tersanelerinden birine satıldığı ve halen Brezilya'da olduğu bilinen geminin birkaç aya kadar sökülmek üzere Aliağa'ya getirileceği ,ilçemizde 1980'li yıllardan bu yana yaşanan ve yıldan yıla ağırlaşan çevre ve halk sağlığına yönelik olumsuzluklar İzmir Tabip Odası tarafından yakından izlenmekte, bilimsel doğrular doğrultusunda hukuksal açıdan bu olumsuzluklarla mücadele edilerek; gerek Aliağa'daki mevcut durum, gerekse odamızın kararlı mücadelesinin sonuçları kamuoyu ile paylaşılmaktadır” dedi.

Öte yandan Çamlı, İzmir Tabip Odası olarak konun takipçisi olacaklarını, toplum ve çevre sağlığı açısından süreçle iligli mücadele edeceklerini ifade etti.

Ayrıca açıklamaya TMOBB Çevre Mühendisleri Odası Helil İnay Kınay ve çevreciler katıldı.

“BÜYÜK BİR ÇEVRE KİRLİĞİ YARATACAK”

Gemi söküm tesislerinin Türkiye ve İzmir için büyük bir çevre kirliliği yaratığını belirten Lütfi Çamlı, “Aliağa ilçelimizin Nemrut körfezinde yaklaşık 380 000 m² arazi üzerinde kurulu 22 adet gemi söküm tesisi vardır ve bu tesislerde özellikle 2010 yılından sonra yıldan yıla artan miktarlarda dünyanın her tarafından getirilen hurda gemiler sökülmektedir. Bu artan gemi söküm trafiği Aliağa ve İzmir için büyük bir çevre kirliliği kaynağı oluşturmakta, bu tesislerin çevresinde yaşayanlar ve çalışan işçilerin sağlığı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Gemi söküm işlemleri; sökümün yapıldığı yere, geminin sınıfına (savaş gemisi, tanker, kuru yük, konteyner vb), geminin inşasında kullanılan malzemelere ve hurda gemide bulunan katı, svı  ve gaz atık ve tehlikeli atıklara bağlı; çevre ve insan sağlığı açısından çok riskli bir işlemdir. 2000'li yılların başına kadar imal edilmiş gemilerin yapımında yalıtkan maddesi olarak yoğun kullanılan asbestin sökülmesi, geçici ve kesin depolanması, hurda gemilerde faaliyet türlerine göre farklı türde atıkların, ağır metallerin, madensel yağların, petrol kalıntılarının, poliaromatik hidrokarbonların (PAH), poliklorlübifenillerin (PCB), tehlikeli atıkların önemli ölçüde çevre kirliliği oluşturma riski bulunmaktadır” dedi.

“ÇEVRE KİRLİLİĞİ AYNI ZAMANDA BİR İŞÇİ SAĞLIĞI SORUNUDUR”

Aliağa’da sökülmek istenen 'NAe SãoPaulo' gemisinin 900 tondan fazla asbest barındırdığını ifade eden başkan Çamlı,

“Her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayıran ve Dünya Sağlık Örgütüne bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), insanlar için kanserojen maddeler listesinde asbesti uzun yıllardan bu yana "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırıyor. Kısa süre içinde Aliağa'daki gemi söküm tesislerinde olması beklenen Brezilya Donanması'na ait 'NAe São Paulo' isimli uçak gemisinin 900 tondan fazla asbest barındırdığı iddia edilmektedir.Yine IARC tarafından insanlar için muhtemel kanser yapıcı kimyasal maddeler içinde kabul edilen PAH'ların çevresel ortamda dolaşımı suda kolay çözünebilmeleri ve havada buharlaşabilmeleri nedeniyle kolaydır ve çok uzak mesafelere taşınabilir. Sentetik organik kimyasallar olan PCB'ler ise havada on günden fazla kalabilmekte atmosferik hareketlerle kaynağından çok uzaklara taşınabilmekte, başta sucul canlılar birikime uğrayarak insanların besin zincirine de girebilmektedir. Cilt lezyonlarına, nörolojik sindirim sistemi etkilerine de neden olan PCB'lerin yanma yan ürünü olan dioxin w furanlarda insanda kanserlere neden olur. Ayrıca farklı türlerde tehlikeli maddeler içeren bu gemilerin denizin içerisinde ve karada sökülmek suretiyle gerçekleştirilen sökme işleminin karada ve denizde yarattığı çevr kirliliğinin yanı sıra binlerce ton metal içeren gemileri denizde ve/veya kumsalda oksije kaynağı ile kesme yöntemi ile yürütülen çalışmalarda hava kirletici bileşenleri atmosfer verildiği de unutulmamalıdır. Aliağalara bu sökümlerin yapıldığı, tehlikeli maddelerin çevresel ortama yayıldığı kumsalların birkaç yüz metre ötesinde denizde yüzmekte ve bu bölgede avlanan deniz ürünlerini tüketmektedir. Çevre kirliliği aynı zamanda bir işçi sağlığı sorunudur. Çok tehlikeli sınıfta yer alan gemi sökümü sektöründe çalışan işçilerin söz konusu tehlikeli kimyasal maddelere maruziyetlerden korunması zorunludur. Söküm alanlarında endüstriye hijyen önlemlerinin alınması, kişisel koruyucuların temini ve işçilerin sağlık kontrollerinin usulüne uygun yapılmasının her zaman takipçisi olacağız” dedi.

“HER ÜLKE ÖMRÜNÜ DOLDURAN GEMİLERİNİ KENDİSİ SÖKMELİ”

Türkiye’nin tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmesine izin verilmeyeceğini belirten doktor Çamlı,

“1992 yılında imzalanan ülkemizin de taraf olduğu Tehlikeli Atıkların Sınır Aşırı Taşınması ve Bertaraf Edi. Hatırlayalım; ülkemizle birlikte bu sektörün diğer büyük ülkeleri Pakistan, Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerdir. Çevre Kanunu'nun 13. Maddesine göre tehlikeli atıkların ithalatı yasaktır. Aynı şekilde, lmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi de tehlikeli atık ithalatını yasaklamaktadır. 31 Mart 2017 tarihinde ise gemilerin güvenli ve çevreye duyarlı geri dönüşümü hakkında Hong Kong Uluslararası Sözleşmesi imzalanmıştır. Her iki sözleşme de TBMM tarafından onaylanmıştır. Bu sözleşmelerin amacı, tehlikeli atıkların siyasi sınırların ötesine geçen ticaretini yasaklamak ve gemi söküm tesisleri için insan sağlığına, güvenliğine ve çevreye karşı bir risk oluşturmayacak şekilde faaliyet göstermelerini sağlamak amacıyla standartları belirlemektir. Bu uluslararası antlaşmalara göre söküme gönderilen gemilerin her türlü tehlikeli maddeden arındırılması ve detaylı söküm planlarının olması şarttır. Ancak yaşanan süreçler gemi söküm işlemlerinin ulusal ve uluslararası mevzuata uygun ve şeffaf bir şekilde yürütülmediğini göstermektedir. Uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuatı dikkate almadan yapılan geri sökümü ticaretiyle içeriğinde sağlığa ve çevreye zararlı maddeler ve atık içeren gemiler bir kisim yollar ile karasularımıza getirilmekte ve bu atık ticaretini gözlerden kaçırmak için büyük bir hızla bu tehlikeli atık dolu gemiler söküme alınmaktadır. İzmir Tabip Odası ülkemizin ve kentimizin dünyanın tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmesine karşı kararlı mücadelesini sürdürecektir. Bu mücadelenin bir parçası olarak Brezilya Donanması'na ait 'NAe SãoPaulo' isimli uçak gemisinin gövdesinin ülkemiz karasularına sokulmaması için gerekli hukuksal girişimler odamız tarafından başlatılacaktır. Ayrıca odamız her ülkenin ekonomik ömrünü dolduran sadece kendine ait gemilerin sökülmesinden yanadır ve siyasi sınırları aşan hurda gemi ticaretine karşıdır. Son yıllarda Aliağa'da sökülen gemilerin yıllık 1 200 000 groston'u aştığı unutulmamalıdır. Uluslararası hurda gemi ticareti sürdükçe daha önceki yıllarda da bol bol örneklerini yaşadığımız havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirleyen yeni tehlikeli atık dolu hurda gemilerle karşılaşmamız kaçınılmazdır” diye konuştu.

“TÜRKİYE EN ÇOK ATIK İTHAL EDEN ÜLKE”

İzmir Tabip Odası Çevre komisyonu üyesi  Ahmet Soysal gemi sökümün her zaman çok riskli olduğunu belirtti. Soysal,  “Bu gemiden önce Türkiye’ye 4 5 tane uçak söküldü. Biz İzmir Tabip odası olarak, denizlerde dolaşan 5 bin geminin sökülüp ekonomiye geri kazandıracağını  biliyoruz. Biz her ülkenin hurda gemilerini kendisinin sökmesi yanındayız. Bugün kuru havuzlarda  çevresel ortamlardan ayrıştırılmış, söküm yapıldığın farkındayız.  Buradan çıkan kablolar sahilde yakılmaktadır. Bu atmosfere zarar verir.  Kanserojen  madde içerir. Bu hurda atık ticaretinin bizim ülkemizde yapılmasının, nedenleri var. Birincisi, hurda atıklarının Avrupa ülkelerine oranla daha yüksek olması. İkinci olarak ise bizim gibi ülkelerde alt yapı hazırlanmadan bu sökümlerin sahillerde yapılması. Üçüncü ve en önemli neden ise Avrupa ülkelerinde emekçilerin aldığı ücretle bizim emekçilerimizin aldığı ücretler karşılaştırılmayacak kadar fazla. Orada bir işçi iş kazasına uğra4rasa alacağı tazminat fazla oluyor. Bizde böyle bir durum olmuyor. Çevre ve Şehircilik  Bakanlığı ve diğer kurumlar bu geminin gelmesini onaylıyor. Bu mücadeleyi o yüzden iki taraflı olarak düşünmek lazım. Bu geminin gelmesine yasal olarak izin verilememesi lazım. Hurda gemi ithalini kararnamesinin iptal edilmesi lazım.  Biz Türkiye ye kimsesin çöp tenekesi yapmasını istemiyoruz. Ama diğer ülkeler Türkiye’yi çöp tenekesi olarak görüyor. Türkiye Avrupa’dan en çok atık ithal eden ülke. Kimse Türkiye’yi kapsının önündeki çöp tenekesi olarak görmemeli” dedi.

asbest