BAKIRÇAY'DAKİ ÇEVRECİLER ALİAĞA'DA TOPLANDI
Çevre örgütleri ve STK’lar Dünya Çevre Günü öncesinde, Brezilya donanmasında 21 yıl hizmet veren ve içerisinde 600 ton asbest barındırdığı iddia edilen uçak gemisi NAe Sao Paulo’nun Aliağa’ya getirilip sökülecek olmasına tepki gösterdi.
03 Haziran 2021 - 22:45
Aralarında FOÇEP, EGEÇEP, ALÇEP, Foça Forum gibi birçok çevre örgütüyle İzmir Tabip Odası , Karşıyaka Kent Konseyi, Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığı kalabalık bir topluluk "Aliağa Dünyanın Çöplüğü Değildir” sloganıyla Aliağa Demokrasi Meydanı’nda toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdi.
HDP Milletvekili Murat Çepni’nin giriş konuşmasını yaptığı basın açıklamasını Aliağa Çevre Platformu ALÇEP adına Özgül Çağlar okudu. Açıklamada şu görüşler ifade edildi:
"DEĞERLİ ALİAĞA HALKI, YAŞAM SAVUNUCULARI VE BASIN EMEKÇİLERİ;
1972 yılında Stockholm‘de düzenlenen “Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı”nda 5 Haziran tarihinin "Dünya Çevre Günü" olması oybirliği ile kabul edilmiştir.Sanayi Devrimi ile başlayan daha fazla kâr hırsı, 21. Yüzyılda da çevre katliamları ile son hızla devam etmektedir. Doğamız kirlilik özümseme kapasitesini aşmış, ekolojik denge geri dönüşü zor, neredeyse imkansız bir şekilde yıpratılmıştır. Bu durum Aliağa’ da canlı hayatını tehdit eder boyuta ulaşmış, doğamız can çekişmeye başlamıştır. BU ÇEVRE, BU HAYAT HEPİMİZİNDİR.
2012 yılında TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu raporuna göre Aliağa’nın artık bir çivi çakılmaya dahi tahammülü yokken, etrafımız ekolojik katliamlarla doludur. Taş ocakları, rafineriler, ağır demir-çelik sanayii, enerji dönüşüm tesisleri, gemi söküm tesisleri ile Aliağa’ya kıyılıyor; çevremiz karlı yatırım alanı olarak görülüyor. Tarım alanları, doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar, yeraltı ve yerüstü su kaynaklar kirletilerek, çevrenin yok edilmesi yönünde Aliağa’nın geleceği karartılmak isteniyor.
Bizler yaşamı seviyoruz, zehir solumak istemiyoruz ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Aliağa bırakmak istiyoruz. BU ÜLKE BİZİM, ALİAĞA BİZİM, BU YAŞAM BİZİMDİR.
Fakat yeni bir kirlilikle karşı karşıyayız. ‘‘Nae São Paulo’’ adında, 32.800 ton ağırlığında bir uçak gemisi Aliağa’ya getirilmek üzere, IHM envanter raporu hazırlanmadan satın alındı. 51 yaşındaki bu gemi, Fransa’ da birçok savaşa katılıyor, nükleer denemelerde kullanılıyor. Nae São Paulo'nun kardeş gemisi olan, 760 ton asbest; 635 ton asbest ve çeşitli kirleticilerle temaslı madde barındıran Clamenceau'nun da yıllar önce Hindistan'da sökülmek istendiği, çevre aktivistlerinin Fransa'da ciddi tepkiler göstermeleri üzerine İngiltere’de kapalı havuz sistemlerinde söküldüğü biliniyor. Bu nedenle São Paulo,Türk şirketi tarafından satın alındı ve önümüzdeki günlerde İzmir Aliağa'ya giriş yapması bekleniyor. Bu gemide birçoğu 1. derece kanser listesinde bulunan madeni yağ, ağır metal, poliklorürler, zehirli gazlar, radyasyon, bifeniller, organotinler yani bizleri , yani canlı sağlığını ölümcül derecede de etkileyecek tonlarca malzeme var.
Bunun anlamı açık, zehir soluyacağız, sağlığımız, hayatımız hiçe sayılacaktır. İşte bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir. Yeter artık diyoruz. Sesimize ses olun. HAVAMA, SUYUMA, TOPRAĞIMA DOKUNMA!
Dünya Sağlık Örgütü tarafından insan sağlığına, doğaya son derecede zarar veren ve bu nedenle pek çok ülke tarafından kullanımı yasaklanan asbestli araçların söküm işlemi gelişmiş kapitalist ülkelerde yapılmıyor. Onlar ekolojik yaşama, vatandaşlarının sağlığına değer veriyor. Peki biz, neden vatandaşlarımızın sağlığını hiçe sayıyoruz. Oysa gelişmiş ve demokratik bir ülkenin en büyük zenginliği vatandaşlarının sağlığı değil midir?
Ülkemiz bugüne kadar 30 uluslararası sözleşme, 29 bildirge, 15 ikili anlaşmaya imza koydu. Tehlikeli atıkların sınırlar ötesi taşınmasını yasaklayan ‘“BASEL SÖZLEŞMESİ”, Tehlikeli atıkların ihracatını yasaklayan “İZMİR PROTOKOLÜ( BARSELONA SÖZLEŞMESİ)”, “Ciddi çevresel bozulmaya neden olan veya insan sağlığına zararlı olduğu tespit edilen maddenin diğere devletlere taşınmasını önleyen ‘’RİO ÇEVRE VE KALKINMA BİLDİRGESİ’’, “ Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” diyen ve bizi koruyacak olan ANAYASAMIZ (Madde 56) var ama uygulama yok. SÖZDE VAAT DEĞİL, ÖZDE KORUMA İSTİYORUZ.
ŞU SORULARIMIZIN YANITINI İSTİYORUZ.
Aliağalılar olarak taleplerimiz açık ve nettir; ismi geçen geminin Aliağa’ ya gelmesini kesinlikle istemiyoruz.Burada çalışan emekçi sınıfının ölümle yüz yüze, açlıkla tehdit edilerek, iş güvenlik kurallarına uyulmadan çalıştırılmasını istemiyoruz.Şu unutulmamalıdır: TÜRKİYE AVRUPA’NIN, ALİAĞA TÜRKİYE’NİN ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR. BAŞKA BİR TÜRKİYE, BAŞKA BİR ALİAĞA YOKTUR. Çocuklarımıza yaşanabilir bir kent ve ülke bırakmak bizlerin tarihsel ve insani sorumluluğudur, vicdan borcumuzdur.
ÇEVREMİZDEN, ORMANLARIMIZDAN, TARIM ALANLARIMIZDAN VE KIYILARIMIZDAN KİRLİ ELLERİNİZİ ÇEKİN.
Saygılarımızla.ALÇEP- EGEÇEP"
HDP Milletvekili Murat Çepni’nin giriş konuşmasını yaptığı basın açıklamasını Aliağa Çevre Platformu ALÇEP adına Özgül Çağlar okudu. Açıklamada şu görüşler ifade edildi:
"DEĞERLİ ALİAĞA HALKI, YAŞAM SAVUNUCULARI VE BASIN EMEKÇİLERİ;
1972 yılında Stockholm‘de düzenlenen “Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı”nda 5 Haziran tarihinin "Dünya Çevre Günü" olması oybirliği ile kabul edilmiştir.Sanayi Devrimi ile başlayan daha fazla kâr hırsı, 21. Yüzyılda da çevre katliamları ile son hızla devam etmektedir. Doğamız kirlilik özümseme kapasitesini aşmış, ekolojik denge geri dönüşü zor, neredeyse imkansız bir şekilde yıpratılmıştır. Bu durum Aliağa’ da canlı hayatını tehdit eder boyuta ulaşmış, doğamız can çekişmeye başlamıştır. BU ÇEVRE, BU HAYAT HEPİMİZİNDİR.
2012 yılında TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu raporuna göre Aliağa’nın artık bir çivi çakılmaya dahi tahammülü yokken, etrafımız ekolojik katliamlarla doludur. Taş ocakları, rafineriler, ağır demir-çelik sanayii, enerji dönüşüm tesisleri, gemi söküm tesisleri ile Aliağa’ya kıyılıyor; çevremiz karlı yatırım alanı olarak görülüyor. Tarım alanları, doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar, yeraltı ve yerüstü su kaynaklar kirletilerek, çevrenin yok edilmesi yönünde Aliağa’nın geleceği karartılmak isteniyor.
Bizler yaşamı seviyoruz, zehir solumak istemiyoruz ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Aliağa bırakmak istiyoruz. BU ÜLKE BİZİM, ALİAĞA BİZİM, BU YAŞAM BİZİMDİR.
Fakat yeni bir kirlilikle karşı karşıyayız. ‘‘Nae São Paulo’’ adında, 32.800 ton ağırlığında bir uçak gemisi Aliağa’ya getirilmek üzere, IHM envanter raporu hazırlanmadan satın alındı. 51 yaşındaki bu gemi, Fransa’ da birçok savaşa katılıyor, nükleer denemelerde kullanılıyor. Nae São Paulo'nun kardeş gemisi olan, 760 ton asbest; 635 ton asbest ve çeşitli kirleticilerle temaslı madde barındıran Clamenceau'nun da yıllar önce Hindistan'da sökülmek istendiği, çevre aktivistlerinin Fransa'da ciddi tepkiler göstermeleri üzerine İngiltere’de kapalı havuz sistemlerinde söküldüğü biliniyor. Bu nedenle São Paulo,Türk şirketi tarafından satın alındı ve önümüzdeki günlerde İzmir Aliağa'ya giriş yapması bekleniyor. Bu gemide birçoğu 1. derece kanser listesinde bulunan madeni yağ, ağır metal, poliklorürler, zehirli gazlar, radyasyon, bifeniller, organotinler yani bizleri , yani canlı sağlığını ölümcül derecede de etkileyecek tonlarca malzeme var.
Bunun anlamı açık, zehir soluyacağız, sağlığımız, hayatımız hiçe sayılacaktır. İşte bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir. Yeter artık diyoruz. Sesimize ses olun. HAVAMA, SUYUMA, TOPRAĞIMA DOKUNMA!
Dünya Sağlık Örgütü tarafından insan sağlığına, doğaya son derecede zarar veren ve bu nedenle pek çok ülke tarafından kullanımı yasaklanan asbestli araçların söküm işlemi gelişmiş kapitalist ülkelerde yapılmıyor. Onlar ekolojik yaşama, vatandaşlarının sağlığına değer veriyor. Peki biz, neden vatandaşlarımızın sağlığını hiçe sayıyoruz. Oysa gelişmiş ve demokratik bir ülkenin en büyük zenginliği vatandaşlarının sağlığı değil midir?
Ülkemiz bugüne kadar 30 uluslararası sözleşme, 29 bildirge, 15 ikili anlaşmaya imza koydu. Tehlikeli atıkların sınırlar ötesi taşınmasını yasaklayan ‘“BASEL SÖZLEŞMESİ”, Tehlikeli atıkların ihracatını yasaklayan “İZMİR PROTOKOLÜ( BARSELONA SÖZLEŞMESİ)”, “Ciddi çevresel bozulmaya neden olan veya insan sağlığına zararlı olduğu tespit edilen maddenin diğere devletlere taşınmasını önleyen ‘’RİO ÇEVRE VE KALKINMA BİLDİRGESİ’’, “ Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” diyen ve bizi koruyacak olan ANAYASAMIZ (Madde 56) var ama uygulama yok. SÖZDE VAAT DEĞİL, ÖZDE KORUMA İSTİYORUZ.
ŞU SORULARIMIZIN YANITINI İSTİYORUZ.
- São Paulo gemisini ASUD’un denetimine açacak mısınız?
- Nae São Paulo Gemisinin Gas Free Raporu alınmış mıdır?
- Aliağa Gemi Söküm Tesislerinde şimdiye kadar kaç gemi söküm işi yapılmıştır?
- Nae São Paulo Gemisinin, Deretizasyon İstisna Belgesi var mıdır?
- Sökülecek Olan Nae São Paulo Gemisi ile ilgili atık ve tehlikeli atık kapsamında değerlendirilen maddelerin bertarafı için neler yapılmıştır?
- TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu 2012 tarihli raporunda ‘’Aliağa’ ya bir çivi bile çakılmaması gerekir.’’ kararına rağmen bu geminin ısrarla getirilmesine göz yummak, burada yaşayan halkı gözden çıkardığınız anlamına mı gelmektedir?
Aliağalılar olarak taleplerimiz açık ve nettir; ismi geçen geminin Aliağa’ ya gelmesini kesinlikle istemiyoruz.Burada çalışan emekçi sınıfının ölümle yüz yüze, açlıkla tehdit edilerek, iş güvenlik kurallarına uyulmadan çalıştırılmasını istemiyoruz.Şu unutulmamalıdır: TÜRKİYE AVRUPA’NIN, ALİAĞA TÜRKİYE’NİN ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR. BAŞKA BİR TÜRKİYE, BAŞKA BİR ALİAĞA YOKTUR. Çocuklarımıza yaşanabilir bir kent ve ülke bırakmak bizlerin tarihsel ve insani sorumluluğudur, vicdan borcumuzdur.
ÇEVREMİZDEN, ORMANLARIMIZDAN, TARIM ALANLARIMIZDAN VE KIYILARIMIZDAN KİRLİ ELLERİNİZİ ÇEKİN.
Saygılarımızla.ALÇEP- EGEÇEP"
FACEBOOK YORUMLAR