CHP GENEL BAŞKANI ÖZEL ŞAKRAN'DAN AK PARTİ'YE YÜKLENDİ: "DESPOTSUNUZ!"

Özel'e CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Cemil Tugay,CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve Aliağa İlçe Başkanı Ali Serçe ile partililerde eşlik etti.

Yaklaşık 1 saat süren ziyaretin ardından basın açıklaması yapan Özgür Özel, "Sizin işinizin bir parçası, bizim görevimizin bir parçası ama böyle olmaması lazım. Cezaevlerinin önünde haksız tutukluluklara karşı ziyaretler, çıkışında açıklamalar, güneşin altında beklemeler... Bunlar Türkiye'nin hak ettiği şeyler değil. Türkiye'deki gazeteciler de bunu hak etmiyor. 33 yaşındaki genç bir cumhuriyet kadını da gördüğü muameleyi hak etmiyor. Biz de bu işlerle olmak yerine Türkiye'nin diğer sorunları üzerine yoğunlaşmalıyız" dedi.

SİZ DESPOTSUNUZ...

AK Parti iktidarına 'destopsunuz' diyerek tepki gösteren CHP Lideri Özel, "Dilrubayı cezaevinde ziyaret ettim. Dilruba'nın tutukluluğu baştan sona hukuksuzluktur. Düşüncesi ne olursa olsun şiddeti çağırmamak kaydıyla her düşünceyi açıklamak bir anayasal haktır. Siz bu anayasal hakkı tartışmaya açıyorsanız siz destopsunuz demektir. Siz muktedir değilsiniz, iktidardasınız ama yaptığınız işi büyük bir özgüvensizlikle yaptığınız için bir mikrofona genç bir kadının söyledikleri sanki iktidarınızı yıkacakmış gibi ona karşı en olağandışı tepkileri göstermek, sosyal medya linçleri başlatmak, tutuklanma kampanyaları başlatmak, savcılara da yatarı olmayan bir suçtan neredeyse 18 gün yani neredeyse aya varan bir süre kişiyi özgürlüğünden mahrum etmeye yeltenmek yönetimdeki aciziyetin, savrulmanın ifadesidir" ifadelerine yer verdi. 


9 EYLÜL DAVETİ 

Dilruba'yı CHP'nin kuruluş yıldönümü etkinliklerine davet ettiğini dile getiren Özel, "Dilruba ile görüştüm. Kendisi ne söylediğini biliyor. Özgürlüğüne kavuştuğunda kendi ağzından verdiği röportajı ve orada ne kast ettiğini kendisi paylaşacak. Bu vakitten sonra içerisinde geçirdiği her dakika hukuksuzlukken biz 3 Eylül günü duruşmada serbest kalacağını ümit ediyoruz. Ben kendisini 9 Eylül günü partimizin 101. kuruluş yıldönümüde Ankara'daki törenlere ve akşamki konsere davet ettim. konserde Şevval Sam olacak. Kendisi de en çok istediği şeylerden birinin Şevval Sam'ı canlı dinlemek olduğunu söyledi.  9 Eylül günü için randevulaştık. Dilruba'nın bu istediğini boşa çıkarka ve onu üzecek bir durum ile karşı karşı kalmayız. Hukukçu arkadaşlar da hatta AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin de tutuksuz yargılanması gerekeceğini söyledi. Ben dün Dilara ile konuşmuştum. Dilara başörtüsünden dolayı talep ettiği bir görevde, 'bu görevi alamazsın' diyenlerin ayrımcılığı ile karşı karşıya kalmıştı. Diş Hekimleri Odalarının yaklaşımları son derece kıymetli, o ayrımcılığa ortak olmadıklarını ve ne kadar mesafeli olduklarını ifade ettiler. Ben Dilara'yı da 9 Eylül'de davet etmiştim. Dilruba'yı da davet ettim. CHP, ülkenin kurucu partisidir. Ülkedeki herkesin haklarını hep birlikte savunacak bir partidir. Ümit ediyorum 101. kuruluş yıldönümüzde davetliler içerisinde, geçmişte pek çok mağduiryet yaşayn toplumun tüm kesimleri, Soma'daki mağdurlardan, Çorlu Tren kazasındaki mağdurlara, Diyarbakır annelerinden Cumartesi annelerine kadar 101. yılda çok sayıda davetlimiz olacak. Bu davetlilerin yanında Dilara ve Dilruba'yı görmek istiyoruz" ifadelerine yer verdi. 

"HADDİNİZİ BİLİN, KARIŞMAYIN"

Türkiye'nin suni gündemlerden çıkması gerektiğine dikkat çeken Özel, "Bu saçma sapan tartışmalardan kurtulması lazım. Toplumu gererek iktidada tutunmaya çalışanlara şunu söylemek istiyorum: Türkiye’ye bunu yapmayın, tarihe bir de giderken, 'bunları da yapmaya tenezzül ettiler' diyerek geçmeyin. Genç bir kadını mikrofona söylediği sözlerden dolayı kınayıp eleştirebilirsiniz, görüşlerine katılmayabilirsiniz ama tutup da haksız hukuksuz yere hapsedemezsiniz. Diğer tarafta Türkiye’de herkesin inancını, örtünmesini ya da örtünmemesinin, yaşam şeklinin, tercihlerinin tam bir özgürlük içinde olmalsı lazım. Biz CHP olarak bunun teminatıyız. Herkesin meseleye böyle yaklaşması lazım. Örtünmeye ya da örtünmemeye o kişiden başka kimse karar veremez. Kimin ne giyeceğine o kişiden başka kimse karar veremez. Bu işe iki taraftan birden istimaket vermeye çalışanlara, baskı uygulamaya çalışanlara, karışanlara diyoruz ki, 'işinize bakın haddinizi bilin'. Türkiye özgürlükler ülkesidir. Türkiye 100 yıl önce kurulmuş anayasal bir ülkedir. Bütün darbelere, haksızlıklara rağmen bugünlere geldik. 22 yılda yaşatılanların geldiği nokta da utanç vericidir ama iktidara da diyoruz 'karışmayın, milletin yakasından düşün'. Diğer taraftan kendinde 30-50 yıl önce Türkiye’nin terk ettiği tartışmalara sürüklemeye çalışanlara diyoruz ki 'haddinizi bilin kimseye karışmayın'. Türkiye’de her mağdurun her mazlumun ve yaşanan her hukuksuzluğun tam olarak karşısındayız. Her mağdurun her mazlumun siyasi görüşüne bakmadan yanındayız. Her türlü sıkıntının vardır bir çaresi onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi" dedi. 
 

KILIÇDAROĞLU HAKKINDA HAZIRLANAN İDDİANAME ATEŞ'İN KANINI ÖRTMEZ!

Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan iddianameye tepki gösteren Özel, "Önceki dönem Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na 3,5 yıl hapis ve siyasetten men cezası talep eden bir iddianame hazırlanmış ve kendisini yargılamak istiyorlar. CHP Genel Başkanlığını devraldığım Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanlık koltuğunda 13 yıl oturmuş birisidir. Atatürk boynunda idam fermanı ile bu yola çıkmıştır. Suikast girişimlerine muhattap olmuştur ve canını ortaya koyup bu ülkeyi kurtarmış, cumhuriyeti kurmuştur. İsmet Paşa savaş meydanlarında canını ortaya koymuş, her türlü tehdide rağmen dimdik durmuştur. Bülent Ecevit, 'suikast girişimi olacak, mitingi iptal et' diyenlere 'ben görevimi yapacağım, onlar da görevini yapsın' dityerek cesareti göstermiş, uğradığı suikast girişimi sırasında bile dimdik ayakta durmuş bir genel başkanımızdır. altan Öymen, 12 Eylül darbesinden sonra cezaevinde yatmıştır. Deniz Baykal cezaevinde yatmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu, PKK'nın kurşunlarına hedef olmuştur. Bir şehit cenazesinde linç girişimine uğramıştır. Genel Başkanlığımın ilk aylarında memleketimde organize edilmiş bir güruh tarafından cenazeye sokulmamak ki emniyetin ve valiliğin haberdar etmesi durumunda, 'ölümü göze alırım, kendi memleketimde cenazeye gitmemeyi göze almam' diyerek şehit cenazesinde saldırıya uğradık. Hiçbirimiz Atatürk'ün emanetine sahip çıkarken bir adım geri atmadık, bir kelime eksik konuşmadık. Bir santim eğilmedik. Kemal Bey'e karşı yapılan bu suç duyurusu MHP'nin kendi tükenmişliğinin ve gündemden düşmüş olmanın, milletin gözünden, gönlünden düşmüş olmanın, suç örgütleriyle anılıyor olmanın, kendi evlatlarının kanını Ankara'da sokak orttasında bırakmış olmanın aybını örtmek için yaptıkları ve gönderdikleri yerde de kendi etkileri altında olan, atanmalarına vesaile olan bir takım şilahsörler tarafından yazılmış, kabul edilmiş ve iddianameler üzerinden ortaya konulan bir kurgudur. Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan iddianame Sinan Ateş'in kanını örtmez. Kendi evlatlarının, kendi atadıkları Ülkü Ocakları Başkanının Ankara'nın ortasında uyuşturucu çetelerinden devşirilmiş tetikçiler tarafından öldürülmüş olmasını da, o cinayet duyulduğu andan itibaren MHP'den bir taziye paylaşımı, anneye babaya eşe bir taziye telefonu, geride kalan iki kız evlada sahip çıkma, başını okşama yapamamak sorumluluğu örtmez. Kemal Kılıçdaroğlu için bunlar vız gelir tırs gider. Hapse mi atacaksanız mevcut Genel Başkanın cesedini çiğnemeniz lazım. Hodri meydan! Kılıçdaroğlu'nu yargılayacaklarsa, Kılıçdaroğlu'nu sanık sandalyesinde oturtmaya kimsenin haddi yok. Onun oturması gereken yere ben oturacağım. CHP'nin hangi genel başkanını sindirdiniz de önceki genel başkanını sindireceksiniz. 1 milyon 460 bin CHP üyesi Kemal Bey'i yargılatmaz. Çok istiyorlarsa hep birlikte geliriz bizi yargılarsınız" dedi.