YARIN 13 EYLÜL. ALİAĞA İÇİN ÖZEL BİR GÜN!
13 EYLÜL 1922. Türk Ordusu Aliağa’dan geçti. Yani Aliağa'nın kurtuluş günü.
Oysa ki Aliağa'dan önce gelen Menemen ve Foça ile Aliağa'dan sonra gelen Bergama ve Kınık ilçeleri kurtuluş günlerini resmi törenler ve çeşitli etkinliklerle coşkulu bir şekilde kutluyor.
İşte o günlere ilişkin Aliağalıların anlatımlarından bazıları;
“Yunan kaçarken karşıki dağa çıktık. Bir herif geldi Güzelhisarlı, atlan. Müjde dedi, bizim asker Manisa’ya geldi dedi. Ordan geri geldik, geri evimize”
Hüseyin Avni Çiftçi (D: 1911, Çıtak Köyü /Aliağa)
“Bozgun olduğu duyuldu, buradaki cavurlar gece kaçtılar. Yunan askeri de kaçıyor. Türkelli köyüne üç dört cavur dönmüş dediler. Bizim buradakiler koştular oraya”
Ali Rıza Türkkan (D: 1906, Helvacı /Aliağa)
“Yukarıdan geldi Türk Ordusu. Hatta emanet pabuç vardı ayağımda. Bir yenge vardı, onun pabucunu giydim, gittim ben. Jandarma geldi, pabucumu istedi. Kendi potinlerini bana verdi, yırtık, mırtık. Zavallı jandarma potinleri öyle yırtık ki”
İsmail Uysal (D: 1904, Hatundere /Aliağa)
“Velhasıl kaçtı cavur, gitti. Buradan biz Aliağa’ya gittik. Eşya koymamışlar, eşyaları kaldırmış gavurlar. Haber geldi ya, eşya koymamışlar hiç, kaçırmışlar. Evin birine girdim. Kapağını (ocağın) kaldırdım. Bulgur pilavı pişirmiş, bir kaşık desen almamış. Öylece kalmış”
Ali Rıza Türkkan (D: 1906, Helvacı /Aliağa)
“Bozulduğunu anladı bunlar, palas pandıras gittiler. Ben biladerle Aliağa’ya gittim. Aliağa’dan Arap Çiftliği’ne geçtik. Arap Çiftliğinde eşyalar bütün denizin kenarında toplanmış. Ordan geçtik Çakmaklı’ya. Bir eve girdik, kadın ekmeğe pineklemiş, fırını yakmış, ekmeğin yarısını atmış ve öyle bırakıp gitmiş, kaçmışlar. Binet vardır böyle göz göz, bunların yarısını atmış, yarısı binette kalmış, kaçmışlar."
Hüseyin Avni Çiftçi (D: 1911, Çıtak Köyü /Aliağa)
FACEBOOK YORUMLAR